Menü Kapat

Göbeklitepe İnsanlığın Başladığı Yer Urfa

Göbeklitepe İnsanlığın Başladığı Yer Urfa : Göbeklitepe Arkeolojik Alanı, Şanlıurfa kent merkezinin 18 kilometre kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarındadır. Alan 1963 yılında, İstanbul ve Chicago Üniversitelerinin ortaklığıyla gerçekleştirilen bir yüzey araştırması sırasında keşfedilmiş ve  “V52 Neolitik Yerleşimi” olarak tanımlanmıştır. 

Göbeklitepe ; Tarihte yeni sayfalar açılmasına neden olan ve yüzlerce yıldır kabul edilen bazı bilgilerin değiştirilmesini gerekli kılan Göbeklitepe’nin keşif tarihi 1963 yılına gitse de ilk kazılar 1995 yılında başlamıştır.

Bir yerleşim alanı olarak kullanılmayan yalnızca dinsel amaçlara hizmet eden bu yerde birden çok tapınak bulunur. Bu yönüyle de yalnızca dünyanın en eski değil, aynı zamanda en büyük tapınma merkezi olarak kabul edilir.

Göbeklitepe İnsanlığa Açılan Pencere

Göbeklitepe ; Tüm bu bölgenin Neolitik Çağ’ın inanç ve hac merkezi olduğunu akla getiren ve günümüze kadar 6 tanesi gün yüzüne çıkarılsa da toplam sayılarının 20’yi bulduğu jeomanyetik ölçümlerle belirlenen anıtsal yapıların biçimleri birbirine benzemektedir. Boyları 6 metreyi bulan T biçimli sütunlar üzerinde işlenmiş Neolitik Çağ’da taşa kazınan en eski resimler olan ve bazıları üç boyutlu olarak yapılmış hayvan tasvirleri atalarımızın sanatsal yeteneğini de gözler önüne sermektedir.

Göbeklitepe ; 20 yıl boyunca burada kazı çalışmalarını gerçekleştiren Prof. Dr. Klaus Schmidt, T biçimli ve bazılarında el ve parmakların da görüldüğü bu sütunların insan figürlerini temsil ettiğini kesin bir biçimde dile getirmektedir. Kazılarda elde edilen buluntuların bir kısmını Şanlıurfa Müzesi’nde görmek mümkündür.

Göbeklitepe pek çok yeni bilginin açığa çıkmasını sağlasa da buluntularla ilgili hala çözülemeyen sorular bilim adamlarının kafasını kurcalamaya devam ediyor. Bu tapınakları yapanların kimler olduğu, Ağırlıkları 60 tonu bulan sütunların buraya nasıl taşındığı ve dikildiği, üstlerinin tonlarca toprak ve taş ile örtülerek neden gömüldükleri, tapınakların amacının tam olarak ne olduğu, cevaplanmayı bekleyen ve muhtemelen yıllarca sürecek araştırmaları gerektirecek gizemler.

Göbeklitepe Tarihin Başladığı Yer Urfa : Göbeklitepe Arkeolojik Alanı, Şanlıurfa kent merkezinin 18 kilometre kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarındadır. Alan 1963 yılında, İstanbul ve Chicago Üniversitelerinin ortaklığıyla gerçekleştirilen bir yüzey araştırması sırasında keşfedilmiş ve  “V52 Neolitik Yerleşimi” olarak tanımlanmıştır. Alanın gerçek değeri, 1994 yılından sonra başlatılan kazı çalışmaları ile ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu çalışmalar sonrasında, Göbeklitepe’nin 12000 yıl öncesine uzanan bir kült merkezi olduğu anlaşılmıştır.

Göbeklitepe Arkeolojik Alanı

Göbeklitepe ; Çapları 30 metreyi bulan yaklaşık 20 yuvarlak ve oval yapının ortasında 2 adet “T” biçimli, 5 metre yüksekliğinde, kireçtaşından bağımsız sütun yer almaktadır. Yapıların iç duvarlarında da daha küçük sütunlar bulunmaktadır. Göbeklitepe ile ilgili bahsi geçen bilimsel veriler, arkeoloji çalışmalarında neolitik dönemle ilgili kuramsal çerçevenin ve tarihlendirmelerin yeniden değerlendirilmesini gerektiren önemli bilgiler vermektedir. Göbeklitepenin, konumu, boyutları, tarihlendirilmesi ve yapılarının anıtsallığı ile Neolitik dönem için ünik bir kutsal alan olduğu anlaşılmıştır. Alan, 12000 yıl boyunca doğal çevresi içinde dokunulmadan kaldığından önemli arkeolojik buluntu vermektedir.

Göbeklitepe ; Büyük bir organizasyon ve hayal gücünün eseri olan Göbeklitepe, bu büyüklükteki en eski anıt ve ilklerin ötesinde, birçok anlamda tarihin sıfır noktasını oluşturmaktadır. İnsanın avcı toplayıcı olarak yaşamını sürdürdüğü bir dönemde, ileri düzeyde mimarlık gerektiren tapınaklar inşa etmesi tüm dünyada şaşkınlık yaratmıştır. Tarih öncesi insanın inanç dünyasını yansıtan, animist figürlerle zenginleştirilmiş tapınaklar Göbeklitepe’yi arkeoloji tarihinin en önemli keşiflerinden biri olmasını sağlamıştır.

Göbeklitepe ; Kuşkusuz bu etkileyiciliğinin yanı sıra, kazılarda tarih öncesi yaşama dair elde edilen her türlü veri ve bilimsel sonuç insanlık tarihi açısından da büyük önem taşımaktadır.

Göbeklitepe Yerleşim ve tarım kavramlarından çok uzak olan avcı ve toplayıcı insan toplulukları zamanında, şehir hayatına henüz geçmeden inşa edilen ilk tapınak olan Göbeklitepe, son yılların “en büyük arkeolojik keşfi” olarak gösterilmektedir. Yaklaşık 12 bin yıl öncesinde nasıl tasarlandığı hala cevap bulamayan tapınak, Mısır Piramitleri’nden ve İngiltere’deki Stonehenge’den yaklaşık 7 bin 500 yıl önce inşa edilmiş olmasıyla da tüm dikkatleri üzerine çekmektedir.

Göbeklitepe İnsanlığın Başladığı Yer Urfa

Göbeklitepe nedir nasıl gidilir. Göbeklitepe’de insanlık nasıl başladı. Başlıbaşına insanlığın başladığı yer. Tarih kokan medeniyet.

Göbeklitepe İnanlığın SIfır Noktası

Göbeklitepe İnanlığın SIfır Noktası : Arkeolojik bir mevkii olarak ilk kez 1963 yılında, Türk ve Amerikan bilim adamlarının yaptığı bir yüzey araştırması sırasında tespit edilmiştir. Bu çalışmayla ilgili sonuçlar, Peter Benedict tarafından 1980 yılında yayımlanmıştır.

Göbekli Tepe, Şanlıurfa İli’nin 15km kuzeydoğusunda, merkeze bağlı Örencik Köyü yakınlarındaki dağlık alan üzerinde yer almaktadır. Seçilen alan, diğer Neolitik Dönem yerleşim yerlerinde olduğu gibi su kenarı, vadi ya da ovada olmayıp, Harran Ovası’nı kuzeyde sınırlayan uzun bir yükselti silsilesi üzerinde, görüşe ve manzaraya hâkim bir konumda bulunmaktadır.300 m. çapında ve 15m. yüksekliğindeki Neolitik Dönem´in ilk evrelerine ait Göbekli Tepe’nin topografik özelliklerinden ve yer seçiminden dolayı, ilk fark edildiğinde şimdiki önemi anlaşılamamış olup, tepenin her yerinde rastlanan kireçtaşı blokları nedeniyle buranın bir mezarlık olduğu kanısına varılmıştır.

Göbeklitepe’de İnanlığın SIfır Noktasındayız.

Göbeklitepe 1995-2006 yılları arasında Şanlıurfa Müze Müdürlüğü başkanlığında, Alman Arkeoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Harald Hauptmann ve daha sonra Dr. Klaus Schmidt ve ekibinin katılımıyla kesintisiz kazı çalışmaları gerçekleştirilmiştir. 2007 yılından itibaren Dr. Klaus Schmidt başkanlığında Bakanlar Kurulu Kararlı Kazı statüsüne geçmiştir.

Göbeklitepe Şimdiye kadar yapılan kazı çalışmaları sonucunda, Göbekli Tepe’de 4 tabaka açığa çıkartılmıştır. En üstteki I. Tabaka, tarım yapılan yüzey dolgusu olup, geriye kalan 3 tabaka ise Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem’e tarihlenmektedir. Göbekli Tepe’de stratigrafi en üstten alta doğru şu şekilde izlenmektedir.

Göbeklitepe Tarih Kokan Medeniyet  : Çanak Çömleksiz Neolitik-B Evresi’ne tarihlenen ve yüzey dolgusunun hemen altında bulunan II A. Tabakası’nda dikilitaşlı dörtgen planlı yapılar açığa çıkartılmıştır. Bu yapıların, çağdaşı olan Nevali Çori’de bulunan tapınak yapısıyla benzerlik göstermesi bakımından kültle ilişkili yapılar olduğu düşünülmektedir. Bu evre için tipik olan Aslanlı Yapı’da, karşılıklı olmak üzere, ikisinin üzerinde kabartma olarak birer aslan motifinin işlendiği dört adet dikilitaş bulunmaktadır.

Göbeklitepe Çanak Çömleksiz Neolitik-A ve B Evresi arasında bir geçiş tabakası özelliği gösteren II B. Tabakası’nda, bu dönemin karakteristik özelliklerini taşıyan yuvarlak ya da oval planlı yapılar açığa çıkartılmıştır.
 

Göbeklitepe Gene Çanak Çömleksiz Neolitik-A Evresi’ne tarihlenen ve Göbekli Tepe’nin en önemli tabakası olan III. Tabaka’da ise dikilitaşlarla çevrelenmiş büyük dairesel planlı yapılar dikkat çekmektedir. Kültle ilişkili olduğu düşünülen bu yapılar, T biçimli dikilitaşların belli aralıklarla dairevi şekilde dizilmesi ve etrafının duvarlarla çevrilmesiyle oluşturulmuştur. Merkezde karşılıklı ve kenarlardakine oranla daha büyük iki dikilitaş yer almaktadır. Merkezde bulunan dikilitaşlar serbest dururken kenarlardakiler, duvarlar ya da banklarla birbirlerine bağlanmıştır. Bu yapıların, tamamlanmasından sonra bilinçli bir şekilde toprak ve çakıl dolguyla örtülmüş olduğu kazılar sırasında anlaşılmış olduğundan bunların ölü kültüyle ilişkili olabileceği düşünülmektedir.

Göbeklitepe’de Tarih Kokan Medeniyet

Göbeklitepe Şu ana kadar dört adet böyle anıtsal yapı açığa çıkartılmış olup, yapılan jeomanyetik ölçümler sonucunda Göbekli Tepe’de en az 20 anıtsal yapının olduğu anlaşılmıştır.

Göbeklitepe Konumu itibariyle çevresinde geniş kayalık platolar bulunan Göbekli Tepe’de, dikilitaşlar bu platolardaki kayalardan yekpare halinde kesilerek temin edilmiştir. Arazide, işlenmemiş durumda bazı dikilitaşlar kesildiği yerde hala görülebilmektedir. Ayrıca bu platolarda, kayalar üzerinde, işlevleri henüz anlaşılamayan oyuklar ve bir takım işaretler bulunmaktadır.

Göbeklitepe Boyları 5m.ye ulaşan dikilitaşların bazılarının üzerinde, kabartma olarak çoğunluğunu yılan, tilki, yaban domuzu ve kuşların oluşturduğu çeşitli hayvan tasvirleri bulunmaktadır. Bazı örneklerde kabartma olarak yapılmış kol ve ellerden dolayı, dikilitaşların stilize edilmiş insan figürleri olduğu, aşırı şematik ve kübik formda gösterilen gövdeleri ile yaşayanları değil de başka bir boyutun varlıklarını temsil ettikleri öngörülmektedir.

Göbeklitepe Kazılar sırasında ve genellikle de yüzey buluntusu olarak ele geçen yabani, yırtıcı hayvan heykellerinin varlığı, antik dönemden bilinen yeraltı dünyasının koruyucusu Kerberos’u akla getirmekte ve bu vahşi hayvan heykellerinin de Göbekli Tepe’deki yapıların bekçisi olabileceğini düşündürmektedir. Kazılar sonucunda çok sayıda hayvan heykeli, çakmaktaşından aletler, taştan boncuklar ve kaplar ile küçük figürünler açığa çıkartılmıştır.

Göbeklitepe’de Hakkında

Göbekli Tepe’de temsil edilen bu dönemde, eldeki bulgulara göre insanların avcılık ve hayvancılıkla geçindiği, henüz tarımın yapılmadığı düşünülmektedir. Yerleşim yerinin konumu, açığa çıkartılan devasa boyutlu yapıları, tonlarca ağırlıktaki dikilitaşları ve bu dikilitaşların yerleştirilmesi bakımından Taş Çağı insanlarının, büyük bir organizasyon ve uzun bir zaman dilimi dâhilinde hareket ettikleri düşünülmektedir.

Göbeklitepe Şimdilik en erken tabaka olan III. Tabaka’nın tarihi ca. M.Ö.10. Bin olarak belirtilmektedir. Yerleşim yerinde henüz ana toprağa ulaşılamamış olup, ileriki yıllarda gerçekleştirilecek kazı çalışmaları sonucunda Göbekli Tepe’deki hayat netlik kazanacaktır.

Daha fazla tarih içeren yerlerin keşfini yapmak istiyorsanız Urfa Gezilecek Yerler yazımıza bakabilirsiniz.

Göbeklitepe İnsanlık Tarihinde Başka Bir Boyut

Göbeklitepe, son yıllarda adını sıkça duyduğumuz, tarihi bir sit alanı olarak öne çıkmaktadır. Özellikle arkeoloji meraklıları ve tarih tutkunları için bir cazibe merkezi haline gelmiştir. Bu benzersiz alan, insanlık tarihine dair pek çok önyargıyı değiştirmiş ve bilinen tarih kronolojisini sarsarak yeni bir bakış açısı sunmuştur.

Göbeklitepe‘nin bulunduğu arkeolojik alan, adeta bir tarih kitabını açar gibi, insanlık tarihindeki önemli bir döneme ışık tutmaktadır. Bu özel bölge, İnsanlık tarihinin sıfır noktası ve medeniyetin doğduğu yer olarak adlandırılmaktadır. Arkeologlar, burada yapılan kazılar sonucunda, insanların Göbeklitepe‘de binlerce yıl önce kompleks ritüeller gerçekleştirdiğini ve bu alanın sadece bir tapınak kompleksi olmanın ötesinde, aynı zamanda sosyal bir buluşma noktası olduğunu keşfetmişlerdir.

Göbeklitepe İnsanlık Tarihine Farklı Bir Bakış

Göbeklitepe, sadece taş bloklardan oluşan devasa dikilitaşlarıyla değil, aynı zamanda üzerlerine oyma yapılmış gizemli figüratif betimlemelerle de dikkat çekmektedir. Bu oymalar, o döneme ait inanç sistemleri ve ritüeller hakkında önemli ipuçları sunmaktadır. Arkeologlar, Göbeklitepe‘nin sadece bir arkeolojik alan değil, aynı zamanda bir anıt kompleksi olduğunu ve bu alanın, insanların topluca bir araya gelip sosyal etkileşimde bulunduğu bir mekan olduğunu belirtmektedirler.

Göbeklitepe‘nin keşfi, tarihçilere ve arkeologlara insanlık tarihini anlama konusunda yeni bir bakış açısı sunmuştur. Bu alan, daha önce düşünülenin ötesinde erken dönem medeniyetlerin varlığını kanıtlamıştır. Ayrıca, Göbeklitepe‘nin bulunuşu, tarih öncesindeki toplulukların organize olma yetenekleri, inanç sistemleri ve toplumsal yapıları hakkında değerli bilgiler sunmaktadır.

Göbeklitepe, günümüzde sadece arkeologların değil, aynı zamanda turistlerin de ilgisini çeken bir destinasyon haline gelmiştir. Bu antik alan, ziyaretçilere tarihin derinliklerine bir yolculuk fırsatı sunmaktadır. Aynı zamanda, çeşitli belgeseller ve projelerle de daha geniş kitlelere ulaşarak, insanlık tarihine dair bilinci artırmaktadır.

Göbeklitepe Nerede?

Göbeklitepe nerede diye araştırıyorsanız burası tarihi zenginlikleriyle dolu olan Şanlıurfa ilinin 15 kilometre kuzeydoğusunda, Örencik Köyü yakınlarında muazzam bir arkeolojik alan olarak yer almaktadır. Bu antik alan, tarih öncesi döneme ait önemli kalıntıları içinde barındıran bir açık hava müzesi konumundadır. Göbeklitepe’nin nerede olduğu sorusu, bu eşsiz arkeolojik sitenin konumunu anlamak ve ziyaretçilere yol göstermek isteyenler için oldukça önemlidir.

Göbeklitepe, Şanlıurfa şehir merkezinin 18 kilometre doğusunda, Örencik Köyü’nün yakınlarına stratejik bir şekilde konumlanmıştır. Şehir merkezinden araç ile ulaşım düşünenler için, bu antik alan yaklaşık 20 dakikalık bir mesafededir. Bölgeye yapılan düzenlemelerle ziyaretçiler için kolay erişim imkanları sağlanmıştır, bu da Göbeklitepe’nin kültürel ve tarihi değerlerini keşfetmek isteyenler için büyük bir avantajdır.

Göbeklitepe‘nin bulunduğu bölge, arkeologları heyecanlandıran ve dünya çapında büyük ilgi gören bir keşif alanıdır. M.Ö. 9600 ve 7300 yılları arasına tarihlenen bu antik kalıntılar, insanlık tarihini yeniden yazmamıza yardımcı olan önemli bilgiler sunmaktadır. Göbeklitepe, dünyanın bilinen en eski tapınak kompleksi olarak kabul edilmekte ve bu özelliğiyle arkeologlar ve tarihçiler arasında büyük bir merak konusu olmaktadır.

Ziyaretçiler, Göbeklitepe’de bir zamanlar yaşamış olan eski medeniyetlerin izlerini sürebilir, muazzam taş sütunları ve oymaları inceleyebilirler. Ayrıca, bölgenin tarihi ve kültürel bağlamını anlamak için rehberli turlara katılma imkanına sahiptirler.

Göbeklitepe Özellikleri

Göbeklitepe özellikleri ile insanlık tarihine ışık tutan eşsiz bir anıttır. Tarihin bilinen en eski ve en büyük tapınağı olarak kabul edilen Göbeklitepe, zengin özellikleri ve gizemli yapısıyla dikkat çekiyor. Bu antik tapınak, dev sütunlardan ve üst üste dizilmiş ağır taşlardan oluşur ve inşa süreci hala birçok soru işareti barındırır. O dönemde henüz el arabası gibi aletlerin kullanılmadığı düşünüldüğünde, Göbeklitepe’nin nasıl inşa edildiği konusu, tarihi bir gizem olarak karşımıza çıkıyor.

Göbeklitepe Tapınağı oluşturan dev taşların taşınabilmesi için muhtemelen çok sayıda insanın ve yük hayvanlarının gücünden yararlanıldığı düşünülmektedir. Bu devasa yapı, sadece mimari açıdan değil, aynı zamanda üzerinde bulunan hayvan figürü kabartmalarıyla da büyüleyici bir sanat eseridir. Bu kabartmalar, o dönemin estetik anlayışını yansıtarak zamanın ötesine geçmiş bir sanat zenginliği sunmaktadır.

Göbeklitepe, insanların avcı toplayıcı olarak yaşadığı dönemlerde bile sistematik toplantılar düzenlediklerini kanıtlayan önemli bir arkeolojik bulgu sunar. Ancak, bu antik yapının ne amaçla kullanıldığı konusu hala tam olarak çözülememiştir. Arkeologlar, Göbeklitepe’nin sadece dini bir amaç taşımadığını, aynı zamanda toplumsal ve ritüel amaçlar için de kullanılmış olabileceğini düşünmektedirler.

Göbeklitepe tarihi boyunca korunması ve önemi, 2005 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmesiyle bir kez daha vurgulanmıştır. Nisan 2011’de ise UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilen Göbeklitepe, 2018 yılında Bahreyn’de toplanan komitenin kararıyla nihayet UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmeye hak kazanmıştır. Bu karar, Göbeklitepe‘nin dünya mirası olarak kabul edilerek kültürel zenginliğimizi gelecek nesillere aktarma misyonunu taşıdığını gösteriyor.

Göbeklitepe Tarihi

Göbeklitepe, insanlık tarihinde önemli bir yere sahip olan Neolitik Çağ’a ait bir tapınaktır. Neolitik Çağ, tarih öncesi dönemlerden biri olan ve Cilalıtaş Çağı olarak da adlandırılan bir döneme denk gelmektedir. Göbeklitepe, bu çağa ait olup, günümüze kadar ulaşabilmiş ender tarihi alanlardan biridir. Bilim insanlarının yaptığı araştırmalara göre, Göbeklitepe’nin yaşının 12.000 olduğu tahmin edilmektedir. Bu da onu, M.Ö. 10.000’lerden beri var olduğu düşünülen Malta’daki M.Ö. 3600’lere tarihlenen megalitik tapınaklardan, Stonehenge ve Mısır Piramitleri’nden daha eski kılmaktadır. Göbeklitepe, aynı zamanda dünyanın bilinen en eski tapınağı unvanına da sahiptir.

Göbeklitepe’nin özellikle Stonehenge ve Mısır Piramitleri’nden ayrılan önemli bir özelliği, sadece bir yerleşim yeri olarak değil, aynı zamanda avcı-toplayıcı toplulukların inanç sistemleri etrafında oluşturdukları bir buluşma noktası olmasıdır. Bilim insanları tarafından yapılan araştırmalar, Göbeklitepe’nin avlanma faaliyetleri ve dönemin önemli bir ihtiyacı olan takas işlemleri için stratejik bir nokta olarak inşa edildiğini göstermektedir. Yani Göbeklitepe, sadece dini ritüellerin gerçekleştirildiği bir mekan değil, aynı zamanda topluluklar arası etkileşimin ve ekonomik faaliyetlerin merkezi olarak da işlev görmüştür.

Göbeklitepe keşfi, arkeoloji dünyasında çığır açan bir olay olmuş ve insanlık tarihine dair pek çok bilgiyi gün yüzüne çıkarmıştır. Bu antik tapınak, sadece geçmişe ışık tutmakla kalmayıp, aynı zamanda insanlığın kültürel ve dini evrimini anlamak adına kritik bir kaynak oluşturmaktadır. Göbeklitepe‘nin gizemli atmosferi, ziyaretçilere tarih öncesi dönemlere dair bir zaman yolculuğu deneyimi sunmaktadır.

Göbeklitepe Hikayesi

Göbeklitepe, tarihi zenginlikleriyle dolu bir bölge olmasıyla birlikte, son yıllarda özellikle merak uyandıran bir tarihi alan haline gelmiştir. Peki, Göbeklitepe‘nin bu denli önem kazanmasının ardında yatan neden nedir? Göbeklitepe hikayesi nedir? Bu sorunun cevabı, Göbeklitepe‘nin keşfi, bulunuş tarihi ve gerçekleştirilen kazı çalışmalarıyla yakından ilgilidir.

Şanlıurfa’da yer alan Göbeklitepe Ören Yeri, dünyanın en önemli tapınma merkezlerinden biridir. Göbeklitepe’nin keşfi, 1963 yılında İstanbul ve Chicago üniversiteleri iş birliği ile bölgede gerçekleştirilen Güneydoğu Anadolu Araştırma Projesi sırasında ortaya çıktı. Bu büyük ve önemli tarihi alanın keşfi, araştırmacıları ve tarih meraklılarını derinlemesine bir inceleme sürecine soktu. Ancak, Göbeklitepe’nin 1963 yılında bulunmuş olmasına rağmen, kazı çalışmaları asıl olarak 1995 yılında başlatıldı.

Göbeklitepe’de İnsanlığın Başladığı Yer

Göbeklitepe nedir nasıl gidilir. Göbeklitepe’de insanlık nasıl başladı. Başlıbaşına insanlığın sıfır noktasında  Tarih kokan medeniyet.

Diğer gezi turu yazımız olan Urfa’da Gezilecek Yerler makalemizi inceleyerek tatil turlarınınza bir yenisini ekleyebilirsiniz.

Göbeklitepe Gezilecek Yerler Konum Maps Haritalar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir